Legend Of Magic
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap



Legend Of Magic'e hoşgeldiniz! Sizleri aramızda görmekten çok memnunuz. Sitemiz bilindiği gibi bir rol oyunu sitesidir. Karakterinizi yaratmanızın ardından aramızda rol oyunu yapabilirsiniz. Sitemizin kurgusu ve sistemleri tarafımızca hazırlanmıştır. Her türlü sorununuzda bize ulaşmanız ve eğlenceli dakikalar geçirmeniz dileği ile.

LoM Yönetimi Sihirli Günler Diler.



















Yeni Bir Başlangıç. Gf1k Yeni Bir Başlangıç. Puff1a Yeni Bir Başlangıç. Claw1-1 Yeni Bir Başlangıç. Sly1-1

00 | 00 | 00 | 00





 

 Yeni Bir Başlangıç.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Lydia McCarthy
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Lydia McCarthy


Mesaj Sayısı : 11
Kayıt tarihi : 23/11/10

Yeni Bir Başlangıç. Empty
MesajKonu: Yeni Bir Başlangıç.   Yeni Bir Başlangıç. EmptyCuma Kas. 26, 2010 4:54 pm

Yeni Bir Başlangıç. Chloee Yeni Bir Başlangıç. Lyd0


    Bugün gökyüzüne çelik soğukluğu tadında gri ve tonları hakimdi. Lydia, titreşim dalgasını olablildiğince vücundan uzaklaştırmaya çalışarak, koyu kahverengi paltosuyla bütünleştirmişti bedenini. Nefes alıp vermesiyle, gözünün önüne gelen buharlar havanın soğukluğundan dolayı hissetmediği ellerin hatırlatıyordu ona. Soğuk havalarda kendisiyle başbaşa kaldığında, tüm kötü hatıralar sarardı dört bir yanını cadının. Bir mıknatıs misali belayı üstüne çekmek,paçasını kurtarma konusunda çok profesyonelleştirmişti onu. Balyumruk Şekerci Dükkanında yediği şekerlerin aroması hala damak zevkini tatmin ediyordu. Ve nedenini bilmediği halde bu tatlar hep çocukluğunu hatırlatıyordu ona. Çocukluğunda başına gelen en güzel şeylerdi bu şekerler. Ciddi anlamda en güzel şeylerdi. Çocukluğunda normal bir hayat yaşamayı başaramamıştı. Ama geçmişi yüzünden kendini anormal olmaktan kurtarmıştı. Geçmişinin karanlık izlerini kalbinde taşısada,dışarıdan bakan birisi Lydia için 'sorunlu biri' diyemezdi. Bu da etrafındakilere kendinden çok değer verdiğinin, en önemli göstergesiydi. Ayaklarının götürdüğü yere sürüklenen Lydia'yı, Madame Puddifoot'un Çayhanesinin loş ışıklarının sıcak görüntüsü durdurdu. Donmak üzere olan cadı,dokuz parmakla yaşamak istemediğine kararverir vermez,adımını sevimli mekana attı. Sıcaklığın,soğuktan hissetmediği bedenini karıncalandırmasıyla,halinden memnun bir şekilde gözlerini yumup,derin bir nefes verdi. Burnuna gelen kahve kokusunun hoşluğu ise hoşnutluğunun cabasıydı. Dantelli örtüyle süslenmiş yuvarlak masanın çevresindeki sandalyeye nazik bir şekilde oturdu. Ardıdan yaşlı bir bayanın ne istediğini sormasıyla,soğuktan donmuş çene kaslarını çalıştırmaya başladı: " Bir fincan böğürtlenli çay rica edebilir miyim?" dedi senfoni misali bir sesle. Etrafını gözleriyle tararken yabancı gelmeyen bir simanın titreyen elleriyle,fincanını tutmaya dair cabasını izlemeye koyuldu. İzlediği cadının çok yorgun bir hali vardı. Gözlerinin altı aklazarar bir şekilde morarmıştı. Dokunsan ağlayacak gibi ağlamaklı bir ifade hakimdi yüzüne. İki genç cadının gözleri birbirine değer değmez,Lydia kendini suçlu hissederek gözlerini kaçırdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Chloe Châtillon
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Chloe Châtillon


Mesaj Sayısı : 23
Kayıt tarihi : 19/11/10
Taraf : Wayfarer.

Yeni Bir Başlangıç. Empty
MesajKonu: Geri: Yeni Bir Başlangıç.   Yeni Bir Başlangıç. EmptyCuma Kas. 26, 2010 5:50 pm

Herkesin mutlaka kötü günleri vardır. Bazılarına göre bunun sorumlusu kaderdir, bir başka kesim ise burçlar ve fallar. Doğal olarak kötü gün dendiğinde aklan gelen iki gezegenin uyumsuzluğu olur. Chloe'ninde hayatının en kötü günü bugündü. Ama o ne kadere, ne de burçlara ve fallara inananıyordu. O şanssız olduğunu düşünüyordu. Her zaman böyleydi.

Hava koşulları yüzünden grileşmiş gökyüzüne dikmişken gözlerini, bugün yaşananlara şöyle bir göz gezdirdi. Bir gün içinde birden fazla şanssızlık. Belkide Châtillon ailesinin kaderiydi? Ama hayır değildi, şanssızlık genetik olamazdı. İlk şanssızlığı ve kötü günün başlangıcı, kızıl saçlı ve şapşal görünümlü bir çocuğun meydanda sert bir şekilde Chloe'ye çarpması olmuştu, ah birde fazlasıyla cüsseliydi. Chloe, bu ağırlığın ve darbenin etkisiyle kendini küçük bir su birikintisinin içinde debelenirken bulmuştu. Günün iki numaralı şanssızlığına dönüldüğünde, sabah kahvaltısı ettiği yerde garsonun elindeki tepsiyi düşürmesi ile etrafındakilerin onaylamayan bakışlarına maruz kalmıştı. Bu bakışlar her ne kadar gelip geçici olarak görünsede, hatırladıkça o an Chloe'nin aklından geçiyor ve aynı dakika yaşadığı kızarıklığı yüzünde en derinden hissediyordu. Numara üç, konu yine şanssızlık. Bu sefer kafe çıkışında karşılaştığı, yakın arkadaşının elindeki kahveleri üzerlerine dökmüştü. Zarar gören taraf Viviana olmasına rağmen, Vivi'yi yakanın Chloe olması yine onu zor durumda bırakıyordu. "Vivi, gerçekten üzgünüm." Son kez çantasından çıkardığı mendil ile kızın tişörtünün üzerine baskı uygulamıştı. "Önemi yok Chloe, rahatla." Viviana, Chloe'ye gülümseyip oradan uzaklaşmıştı.

Şimdi Chloe gözlerini gökyüzünden uzaklaştırmıştı. Önünde duran taşa küçük bir ayak darbesiyle vurdu. Ardından zar zorda olsa gülümseyerek taşın birinin başına isabet etmediği için Tanrı'ya dua etti. Önüne gelen saçları arasından parmaklarını geçirirken yeşil gözleri soğuk bir perde örtülmüş gibi karardı ve ayakları birbirine dolandı. Bir kaç saniye bulunduğu yerde görüşünün normal hale gelmesini bekledikten sonra, kalbinin bozuk ritmine aldırmadan yürümeye devam etti. Uzun saçlarını omuzlarının arkasına attıktan sonra gözlerinin kararmasının yorgunluktan olduğunu düşünerek, önünde durduğu şirin dükkanın kapısından içeriye baktı. Madam Puddifoot'un bu harika dükkanını hatırlamamazlıktan gelmek saçmalık olurdu. İçeride hafifçe çalan müzik kulaklarına yeni yeni ulaşmaya başlamışken gözleri boş masalardan birine kaydı. Ardından vücudu titremeye başladı, anlam veremediği bir şekilde hemde. Kendine yer seçmek yerine önündeki masaya yığdı bedenini. Titreyen bedenine hala anlam veremezken, devreye şimdide elleri girmişti. Masayı kavrayak kendini dizginlemeye çalıştı. "Bayan Puddifoot! Merhaba. " Hayır, sesinin titrek çıkmasınada engel olamamıştı. Yinede bu şirin kadın yüzünü gülümsetmişti. "Öncelikle su istiyorum ve bir fincan yeşil çay." İçinde kopan fırtınaları dizginlemeye çalıştığını belli etmiyordu sesi.

Kısa süre sonra çay genç cadının önüne geldiğinde, bardağı kavrayan parmakları, bardağı kaldıracak kadar güçlü değildi. Parmaklarını fincanın üzerinden çekip gözlerinin altında gezdirmeye başladı. Hafif sızlıyorlardı ve kendini halsiz hissediyordu. Chloe'i karşıdaki bir cadının gözlerinin üzerinde dolaştığını hissedince rahatsızlıkla kıpırdanıp, alt dudağını ısırdı. Kızın bakışlarını üzerinde hissetmesi onu garip bir his içine sokmuştu, sanki zonklayan beynide ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ve bu onu iyice bitkin düşürüyordu. Karşısındaki kız gözlerini Chloe'nin üzerinden kaçırdı ve Chloe derin bir nefes aldı. Masadan aldığı destekle ve verdiği ani bir kararla kendini bu şirin yerin tek tuvalet kabinin içine attı.

Ağlamaklı bir şekilde titremesine engel olamıyorken eliyle kapının kolunu tutamadan yere yığıldı. Her şey o kadar hızlı olmuştu ki..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lydia McCarthy
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Lydia McCarthy


Mesaj Sayısı : 11
Kayıt tarihi : 23/11/10

Yeni Bir Başlangıç. Empty
MesajKonu: Geri: Yeni Bir Başlangıç.   Yeni Bir Başlangıç. EmptyCuma Kas. 26, 2010 7:57 pm

    Genç cadıdan bakışlarını kaçırır kaçırmaz,aklındaki açıklanamaz sorular eşliğinde masanın üstündeki örtünün, sık örülmüş dantelleriyle oynamaya başladı. İki parmağının arasına aldığı bir parça danteli döndürüp duruyordu genç cadı. Biraz önce göz göze geldiği cadının gözlerinin, üstünde gezindiğini hala hissedebiliyordu. Dişlerini dudaklarına geçirerek,cadının gözlerinin üzerinden uzaklaşmasını umuyordu. Başka birşeylerle uğraşıyormuş gibi görünmek amacıyla, göz göze geldiği cadı hariç, çayhanenin tüm kesitlerini dikkatle inceliyordu. Tam o sırada Madam Puddifoot elindeki buz mavisi bir fincanla, varlığını farkettirmeyi amaçlayarak boğazını temizledi. Lydia onu farkeder farketmez, en sevimli gülümsemesini yüzüne yerleştirerek,Madam'ın çayını masasına bırakmasını izledi. Ardından minnettar bir tavırla "Teşekkür ederim." dedi her zamanki kibarlığıyla.

    Çayın sıcaklığı eşliğinde içindeki ısı dalgasını hissetmek,genç cadıya huzur veriyordu. Çayından küçük yudumlar alırken, bir yandanda aklı kendisinden bir-iki masa yanda oturan cadıdaydı. Ciddiden kötü görünüyordu,birşey olmuş olmalıydı. Yardım etmek istiyordu ama cadının bunu 'burnunu sokmak.' olarak algılama olasılığı onu büyük bir hayal kırıklığına uğratırdı. Göz ucuyla baktığında,kızın hala kıpırdandığını görebiliyordu. Alakasız bir biçimde endişeleniyordu. Kendisininde anlam veremediği bu olay,yüzünün buruşmasına sebep olmuştu. Yan masadaki genç cadı,daha fazla dayanamayarak denge kurma çabasıyla, çayhanenin tek kabinli tuvaletine doğru ilerlemeye başladı ani bir atakla. Lydia'nın ne yapacağı konusunda en ufak bir fikiri yoktu. Evet,yardım etmek istiyordu. Ama bunun iyi bir fikir olacağından emin değildi. Gördüğü cadı,kendi başının çaresine bakmayı isteyebilirdi. Ellerini altın sarısı kumral saçlarına geçirdi ve başını ovmaya başladı. Bu olanlar ona geçmişi hatırlatmaya yetmişti.

    O gün için Londra'nın en yağmuru günü diyebilirdiniz. Güneş, Londra'ya küsmüş misali tek bir ışıltı bile göstermemişti bir hafta boyunca. Lydia'nın toplanması zor saçları,dağılmış. Ağlamaktan,küçük gözleri şişmişti. Evet,Lydia sadece beş yaşındaydı. Kollarında ki bakmaya dayanamadığı derin kesikler,amcasının arkadaşlarının yaptığı işkencenin sadece bir parçasıydı. Küçük olmasına karşın istisna olmamıştı o pislikler için. Herkesle aynı muameleyi,hatta bazen dahada beterini görüyordu. Gittikçe bulunduğu yerden nefret ediyor,ayağına bağlanan zincir iz bırakıyordu. Bu işkence sözcüğünün bile tanımlayamayacağı olay,iki yıla aşkın sürmüştü. Ardından yüzünün hatlarını hala net hatırladığı bir adam ona oradan ailesinin yanına kaçması için yardım etmişti. Lydia onun için canından olan adama hala minnettardı. Her yıl onun mezarlığına uğrar,dua eder ve en sevdiği çiçeklerden bırakırdı. Şmdi bu zavallı kızında yardıma ihtiyacı vardı. Soğumuş fincana elini okundurdu,dalgın gözlerle. Ardından tuvaletten hala dönmeyen kızın iyi olup,olmadığını öğrenmek amacıyla,tuvalet yoluna doğru atıldı.

    Vardığında tuvalet kabininden en ufak bir ses dahil gelmiyordu. Kapıyı tereddüt ederek yavaşça tıklattı: "İyi misin?" beklediği yanıt 'evet' ken,bir cevap bile alamamıştı henüz. Birşeyler olduğunu hazmeder hazmetmez,asasını kapının kilidine doğru yöneltti: "Alohomora".Kapı sihirli sözcükler ağızından çıkar çıkmaz,aralandı. Ve kabin yerde dümdüz yatan bir beden ile Lydia'yı karşıladı. Genç cadı, gözlerinin dolduğunu hissediyordu. Karşısındaki beden,bir ölünün bedeni bile olabilirdi. Hemen yerdeki cadının yanına oturdu ve onu tokatlamaya başladı. " Aman Tanrım,lütfen uyan!" cadının tepkisizliği Lydia'nın ağlamasının sebebi olmuştu. Yerdeki cadının nefes alışverişini duyunca bir nebze rahatlasada,yerde tepkisiz bir şekilde yatması onu endişelendiriyordu. Cadıyı ayıltmak amacıyla asasını sımsıkı kavradı Lydia ve yavaşça haykırdı: "Aguamenti". Cadı ilk dakikasında ağızına kaçan suları çıkararak,öksürmeye başladı. "Heeeeey ne yapıyorsun sen?" Lydia bu manzaradan hoşnut şekilde kendini yere bıraktı. "Beni çok korkuttun seni küçük cadı. Ölebileceğini bile düşündüm,baygındın."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Chloe Châtillon
Gryffindor V. Sınıf
Gryffindor V. Sınıf
Chloe Châtillon


Mesaj Sayısı : 23
Kayıt tarihi : 19/11/10
Taraf : Wayfarer.

Yeni Bir Başlangıç. Empty
MesajKonu: Geri: Yeni Bir Başlangıç.   Yeni Bir Başlangıç. EmptyCuma Kas. 26, 2010 8:29 pm

Bilincinin tamamı kapalıydı genç cadının, ne olduğunu kavrayamadığı bir soğukluk bedenini esir almış ve onu boğuyordu. Vücudunu tamamen hissedemiyordu ancak yüzünde tüy dolaştırılıyor gibi bir hareketlenme hissediyordu. Büyük bir baskı vardı derisinde ama vücudu bunu algılamakta zorlanıyordu. Bir şeyler hissetmek istiyordu bir kıpırtı veya her hangi bir kıpırtı. Vücudunda oynatabileceği bir eklem belkide. Ancak vücudu, özelliklede göz kapakları tonlarca kez ağırlaştırılmış gibiydi ki, Chloe'nin bedenini yere baskı yaptırıyordu. Kulaklarında bir uğultu vardı. Sanki bir bardağın içinde kapana kıstırılmış yüzlerce arı ses çıkarıyordu. Dudakları hafif bir şekilde kıpırdadı. Sonra üzerinde garip bir soğukluk hissetti. Boğazında bir baskı, sadece boğazı değil yüz kısmında bir baskı. Soğuk ve ıslak. Boğazı düğümlendiğinde refleks olarak gözleri açıldı. İlk olarak ellerini iki yana bastırdı ve çimen yeşili gözlerini olabildiğince açtı.

Karşısında kumral saçlı ve buğday tenli bir cadı duruyordu. Her halinden düzleştirdiği belli olan, topladığı tokasından çıkmış olan saçları yüzünün yanlarına düşmüştü. Gözlerinde Chloe'nin nedenini bilmediği göz yaşları asılı duruyordu, hatta bir kaç tanesinin yanaklarını ıslattığına yemin bile edebilirdi. Boğazında hissettiği suları yüzüne tükürmemek için kendini kendini zor tutuyordu. "Sen ne yapıyorsun!?" diye inledi Chloe, cadıyı süzmeye devam ederken. Kız ise bu durumdan ve yaptıklarından hoşnutmuşcasına yüzünde bir ifadeyle yerinde düzeldi. "Beni çok korkuttun küçük cadı. Ölebileceğini bile düşündüm, baygındın." Chloe, karşısındaki cadıdan duyduklarını sindirmeye çalışırken, sinirlenmenin verdiği tepe atmasıyla ayağa fırladı ve dilinin ucunda olan kahkaha dürtüsünü geriye gönderdi. "Ne kadar kaba davrandığının farkında mısın? Birde karşıma geçip küçük cadı diyorsun." Cadı ellerini önünde birleştirerek, karşısında duran cadıya ters bir bakış attı. "Yinede teşekkür ederim."

Tekrar düşünüyordu, Merkür ve Venüs bugün Chloe'ye oyun mu oynuyordu? Burç yorumları gerçek miydi? Eğer gerçekten öyleyse burç dergileri okuyup, belki tarotlara inanmaya başlardı. Eğer bugün bir garip olay daha yaşarsa bunlara inanacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yeni Bir Başlangıç.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Legend Of Magic :: Büyücedünya :: Hogsmade :: Madame Puddifoot'un Çayhanesi-
Buraya geçin: