Yer: Çatlak Kazan
Saat: 04.30
Sessizlik. Kimi insanlara göre cennet olurken kimilerinegöreyse sadece içindeki suçluluklar ve acılarıyla, iç hesaplaşmalarıyla dolubir cehennem olabiliyor. İşte Merlin için bu durum böyleydi. Bu genç yaşına rağmen bir ayağı çukurda moruklarkadar yaşlıydı ruhu kendi tabiriyle. Geceler kabuslarla dolu ve gündüzlertatsızdı. Geceleri uyumak ve ertesi sabah uyanmak istemiyordu .Sabah okabuslardan birinden terler içinde uyandı. Nefes nefeseydi. Sol eliyle-buelinde geçmişinden kalma bir yara izi vardı-yüzündeki terleri sildi veyatağından kalktı. Güneş doğmak üzereydi.Pencerelerden birini açtı ve yüzünevuran ılık rüzgarı içine çekti. İşte yine bir sabah olmuş ve yeni bir günbaşlamıştı. Hemen ardından arkasını döndü, gözü masasına takılmıştı. Her zamanki gibi bir sürü kırışmış parşömen ve etrafa saçılmış mürekkeple kaplıydı. Masaya doğru yönelmişken birden camdan bir ses geldi.Arkasını dönüp baktı; boz renkli bir baykuştu bu. Ayağında bir mektup vardı,gagasıyla cama tıklatıyordu. İstemsiz bir şekilde camı açtı ve kuşun içeriyegirmesine izin verdi. Baykuş içeri girdi. Merlin baykuşun ayağındaki mekbunualır almaz baykuş hışımla dışarıya uçtu. Merlin mektubun zarfına baktı amazarfta kimden geldiğine dair hiçbir bilgi yoktu. Ama Merlin bu mektubun kimdengeldiğini çok iyi biliyordu. Ona ulamasınlar diye her zaman koruma kalkanıoluşturuyordu gittiği yerlerde. Bu sefer bunu unutmuştu. Zaten Çatlak Kazan’adün gelmişti.Mektubu açtı Merlin tereddüt ve merakı arasında gidip gelerek:
Michael;
Sana ulaşmak için her türlü yolu, her türlü şeyi denedim amaben nerede olduğunu ne zaman öğrenmeye kalkışsam sen çoktan izini kaybettirmişoluyordun. Seni çok özledim oğlum! Hadi babana kızmanı anlayabiliyorum amaneden babana kızıp bize de bu cezayı çektiriyorsun.O her ne kadar bellietmemeye çalışsa da seni düşünüyor. En sonunda sana ulaşmayı başardım. Biliyorumbize de kızgınsın ve bu kızgınlığın hiç geçmeyecek ama bana birtek konudainanmanı istiyorum biz seni çok özledik. Seninle bir daha asla eskisi gibiolamayacağız ama en azından şu sana mektupla birlikte yolladığım resmimizi sakla.En azından o resimler sayesinde senin iyi olduğunu bileyim.
Annen.
Merlin mektubu okuduktan sonra buruşturup bir kenarafırlattı. Hala hangi yüzle ona mektup yazdıklarını merak ediyordu. Merlin’ingözüne annesinin yolladığı o resim takıldı. Resimde herkes poz vermek içinbirbirine sokulmuş duruyordu.Merlin’in suratında bir gülümseme vardı, abisi veablasına sıkıca sarılmıştı orada, sanki hiç bırakmayacakmış gibi. Babası herzamanki despot pozunu veriyordu. Kaşları çatık, yüzünde sevgi ve mutlulukbelirtisi yoktu. Annesi ise yorgunluğu her halinden belli olsa da gülümseyerekpoz vermişti. Oradan ayrılmadan, o olaylar olmadan önce çektirdikleri resimdibu. Geçmişi hakkında herkes bir şeyler söylüyor, çeşitli efsaneleruyduruyorlardı Hogwarts’da ama geçmişini kimseye açmamıştı öyle değil mi? Buyüzden Merlin’in Gryffindor’dan mezun olsa da aslında Slytherin’e ait olduğunadair söylentiler çoğunluktaydı.
Ama Merlin bu esrarengiz özelliğine rağmen öğrencilerine ve diğer herkese karşı son derece sevecen yaklaşırdı. Dersleriolabildiğince eğlenceli hale getirmeye çalışırdı. Belki de bu görüntüsü onun maskesiydi.
Merlin bu düşüncelerle uykuya dalmak üzereyken birden odasının kapısı çalındı ve hızlı bir biçimde yerinden kalkarak kapının arkasında ve eli belindeki asasına uzanmış halde; .
‘Kim o’ dedi